VA'D:
Söz verme, söz verilen şey.
1. Allahu tealanın; emirlerini yerine getirenleri çeşitli
nîmetlerle mükafatlandıracağını, karşı gelenleri ise, azab ile cezalandıracağını
bildirmesi, söz vermesi. Buna va'd-ı ilahî de denir.
Kur'an-ı kerîmde mealen buyruldu ki:
Allah mü'min (inanan) erkeklere ve mü'min kadınlara kendileri
içinde ebedî kalıcı olmak üzere ağaçları altından ırmaklar akan cennetler ve
Adn cennetinde güzel meskenler (kalacak yerler) va'detti. Allahu tealanın
onlardan razı olması (ise) , hepsinden daha büyüktür. (Çünkü bu her seadetin
başıdır). (Tevbe suresi: 72)
2. Bir kimsenin, başka birisine bir hususta söz vermesi.
Münafıklık alameti üçtür. Yalan söylemek, va'dini ifa etmemek
(yerine getirmemek), emanete hıyanet etmek. (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-Müfred)
Nifak yani münafıklık; zahirin (dışın) batına (içe) uymaması
demektir. Münafığın sözü özüne uymaz. İnanılacak şeylerde münafıklık yapmak
küfrdür, inançsızlıktır. Cehennem'de sonsuz kalmayı gerektirir. İşlerinde ve
sözlerinde münafıklık yapmak haramdı r, günahtır. Îmanı gidermez. İnanılacak
şeylerde münafıklık, diğer küfrden (inançsızlıklardan) daha kötüdür. Îfa etmek,
yerine getirmek niyetiyle va'd yapmak caizdir, hatta sevabdır. Böyle va'di îfa
etmek vacib değildir, müstehabdır. Va'di yerine getirmemek tenzihen mekruhtur.
Va'dinde durmaya gücü yetmezse münafıklık olmaz. Kendine mal veya söz yahut sır
emanet edilen kimsenin bunlara hıyanet etmesi, münafıklık olur. (İbn-i Hacer)